Bayramınız Bayram Olsun

Gözlerinizi kapatın ve benimle bir yolculuğa çıkın. 80’ler, İstanbul… Şehir daha sakin, daha samimi, daha küçük. Sokağın sonunda simitçi abinin sesini duyabiliyorsunuz. İstanbul’un o zamanki atmosferi, çocukluğunuzun da renklerini oluşturuyor.

Daha neşeli, daha samimi günlerdi o dönemler. Özellikle bayramlar… Her bayram sabahı, bir heyecan fırtınası olurdu. Çünkü bayram demek, yeni kıyafetler, mis gibi kolonyalar, bayram şekeri ve tabi ki bayram harçlıkları demekti. Sabahları, bayram namazı için henüz gün ağarırken uyanır, bayrama özel yeni alınan kıyafetleri giyerdik. 

Babamla birlikte bayram namazına giderdik. Çocukluğumun en zorlu zamanlarıydı o erken saatlerde uyanabilmek 🙂 Her namazda seccade olarak kullandığımız antika halının hikayesini anlatırdı babam bana. Onun babasından kalan o halı, benim de çocuğuma kalacaktı sohbetlerimizde. Komşularınız, akrabalarımız ve yakın dostlarımızla bayramlaşırdık. Her bir bayramlaşma, büyüklere saygı göstermenin ve aile bağlarını güçlendirmenin bir parçasıydı. Ve bu değerler, beni şekillendiren en önemli faktörlerden biriydi.

Bir çocuk olarak en çok heyecanlandığım kısım belki de bayram harçlıklarıydı. Elimize sıkıştırılan o küçük paralar, benim için özgürlüktü. Bu konuda en özenli, en bonkör de her zaman, bana ismini de veren, büyükbabamdı 🙂 Allah mekanını Cennet etsin. Biriktirdiğim o paralarla ister yeni bir oyuncak alır, ister mahalledeki bakkaldan şekerler, çikolatalar kapardık. Bu parayı harcamak benim kararımda ve bu da beni yetişkinliğe bir adım daha yaklaştırırdı.

Bugün belki bazılarına göre eski bayramlar, eski değerler, eski İstanbul romantizasyonundan ibaret olabilir. Ancak bu benim çocukluğumdu ve bana bugün kim olduğumu anlatan hikayelerdi. Bayramların ve onların ritüellerinin, üzerinizdeki etkisi paha biçilemez bir deneyimdir. Bu deneyimler, size aile bağlarının, topluma saygının, nezaketin ve belki de en önemlisi sevginin ne demek olduğunu öğretir. 

İstanbul’un eski sokaklarında geçen bu bayramlar, sizin içinde büyüdüğünüz ve bugün olduğunuz kişiye dönüştüğünüz bir dünyanın kapılarını açtı. Evet, belki dünya değişti, İstanbul değişti, hatta bayramların ruhu bile değişti. Ama siz hala o çocuksunuz; bayram sabahı yeni elbiselerini giyen, heyecanla bayram harçlığı bekleyen, sevdikleriyle kucaklaşan ve sevgiyi herkese dağıtan o çocuk. Ve her bayram, bu çocukluğunuzu hatırlamanızı ve sevdiklerinize olan bağınızı kuvvetlendirmenizi sağlar. Ve belki de bu yüzden bayramlar, her zaman özeldir.

Bir Cevap Yazın