72 milleti bir gözle görmeyen, halka müderris olsa hakikate asidir.
Bu söz, 13. yüzyıl Anadolu mutasavvıf şairi ve bilge Yunus Emre’ye aittir. Yunus Emre, insanlar arasında sevgi ve hoşgörüyü yaymayı amaçlayan mistik şiirler yazmıştır. Bu sözde, Yunus Emre, 72 milleti bir gözle görmeyen bir kişinin, halka öğretmen (müderris) olsa bile gerçek bilgiye (hakikate) ulaşamayacağını ifade etmektedir. Burada 72 millet, insanların tüm farklılıklarını ve kültürlerini temsil eder.
Eşsiz bir güzellikle dolu olan bu dünya, ne renkli bir mozaik değil midir? Sonsuz çeşitlilikteki kültür ve inançlarla süslenmiş bir tablo. İşte bu tabloda, 72 milletin hikayesi var. Yeryüzündeki her bir insan, bu eşsiz mozaikte kendi rengini taşıyan bir parçacıktır. Ve düşünün; bu renklerin tümü bir araya gelerek, doğanın ve insanlığın büyülü ve uyumlu bir ahengini yaratır.
Yunus Emre’nin bir gözle görmeye çağırdığı bu 72 millet, aslında birbirine kenetlenmiş, engin bir sevgi ve hoşgörü ağıdır. Farklı dillerin, kültürlerin ve inançların her birini kucaklamak, bu dünya üzerindeki gerçek bilgiye ulaşmanın en güçlü anahtarlarından biridir.
Bir öğretmen olmak, sadece bilgiyi aktarmakla kalmaz, aynı zamanda sevgiyi, hoşgörüyü ve saygıyı da öğretir. Bu nedenle, halka müderris olsa bile, 72 milleti bir gözle görmeyenin hakikate ulaşamayacağını söyler Yunus Emre. Çünkü, gerçek bilgi, sadece akıl ve mantıkla kavranacak bir olgu değil, aynı zamanda yüreklerde ve ruhlarda hissedilen bir hikmettir.
Bu yüzden, önce kendimize, sonra da dünyadaki tüm insanlara sormamız gereken soru şudur: Gönül gözümüzle, herkesi, bir gözle görebiliyor muyuz? Başkalarının yaşadığı acıları, sevinçleri, umutları ve korkuları hissedebiliyor muyuz? Bu soruların cevabı, hakikate giden yolda atılacak en önemli adımlardan biridir.
Unutmayalım ki, dünyayı saran bu engin aşk ve hoşgörü denizinde, her birimiz, tüm renklerin ve kültürlerin eşsizliğini kabul edip birbirimize kenetlendiğimizde, gerçek hakikate adım adım yaklaşırız. O zaman, Yunus Emre’nin de dediği gibi, “Düşünce âlemi, birlik sermâyesi” olur ve dünya, gönüllerdeki sevgi ve hoşgörüyle aydınlanır.