Birçok kültürde, “gelenek” kelimesi genellikle “yüzyıllar öncesinden miras kalan” anlamına gelir. Bir şarkı, bir ritüel, belki bir aile yemeği… Yeni nesil, bu anlamlı ya da anlamsız gelenekleri sorgulamakta ve bu geleneklerle başa çıkmakta zorlanır gibi görünüyor. Aynı şekilde, ebeveynler de çocuklarının tarzını, alışkanlıklarını ve seçimlerini anlamakta zorlanıyorlar. Her iki taraf da kendi yolunu değiştirmekten çekinirken, bu durum kuşak çatışmasına yol açıyor.
Yeni nesil, teknoloji ile iç içe büyürken, ebeveynler bu hızlı değişimle başa çıkmakta zorlanıyorlar. Belki de bu durum, bir gelenek olan “ebeveynin çocuğu eğitme” tarzını değiştirmek için bir fırsat olabilir. Yeni nesil, teknolojiyi ebeveynlerine öğretirken, ebeveynler de çocuklarına hayat deneyimlerini ve bilgeliğini aktarabilirler. Yani eğitim, klasik anlayışla, ebeveynden çocuklara değil, çift taraflı olabilir. Bu, kuşaklar arası anlayışı ve saygıyı artırabilir.
Küçük bir örneklem yapmak gerekirse; 1960’ların rock’n roll kuşağı, o dönem ebeveynlerine oldukça yabancı geldi. Ancak o kuşak, bugünün ebeveynleri ve büyük ebeveynleri oldu ve yeni nesil ile kendi çatışmalarını yaşıyorlar. Bu durum, belki de kuşak çatışmalarının kaçınılmaz olduğunu gösterirken, aynı zamanda bu çatışmaların çözülebileceğinin de bir kanıtıdır.
Ebeveyn-yeni nesil çatışmaları genellikle belirli durumlarda daha belirgin hale gelir. İşte bunlardan birkaç örnek:
- Teknoloji Kullanımı ve Bağımlılığı: Yeni nesil, teknolojiye doğuştan yatkın olduğundan, ebeveynler genellikle çocuklarının sürekli ekran başında geçirdiği zamanı anlamakta zorlanır. Ayrıca, gençlerin sosyal medya kullanımı, online etkileşimler ve dijital gizlilik konusunda da endişeler olabilir. Ayrıca, yeni nesil genellikle dijital dünyaya daha fazla bağlıdır ve bu durum, ebeveynlerin çocuklarıyla kaliteli zaman geçirme ve onların dikkatini çekme yeteneğini sınırlayabilir.
- Kıyafet ve Kişisel İfade: Gençler, giyim tarzları ve kişisel tarzları ile kendilerini ifade etmeyi severler. Bu, bazen ebeveynlerin anladığı geleneksel normlardan sapabilir. Bu durum, bir çatışma ve anlaşmazlık kaynağı olabilir.
- Kariyer Seçimleri ve Gelecek Planları: Geleneksel olarak, bazı meslekler daha “saygın” veya “güvence” olarak görülürken, yeni nesil genellikle kendi tutkularını ve ilgi alanlarını takip etmeyi tercih eder. Yeni nesil genellikle kendi gelecek planlarını yapmayı ve bu konuda bağımsız olmayı tercih eder. Bu, ebeveynlerin kendi değerleri ve beklentileri ile çatışabilir.
- Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği: Yeni nesil, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda daha açık ve kabul edilebilir hale geliyor. Ancak, bu konular hala bazı ebeveynler için zor olabilir, özellikle de kendi yetiştirilme tarzları bu konularda daha muhafazakar ise. Bu konu özellikle ülkemizde sancılı işlerken, batıya doğru gidildikçe çatışma biraz daha yumuşamaktadır.
- Müzik ve Sanat Anlayışı: Yeni nesil genellikle yeni türleri, sanatçıları ve akımları takip eder. Bu, ebeveynlerin kendi gençliklerinde dinlediği ve takdir ettiği müzik ve sanat anlayışından farklı olabilir. Bu durum, kuşaklar arası çatışmalara yol açabilir.
- Politik ve Sosyal Görüşler: Yeni nesil, belirli sosyal ve politik konular hakkında daha farklı görüşlere sahip olabilir, örneğin iklim değişikliği, cinsiyet eşitliği veya ırkçılık gibi konular. Bu, ebeveynlerin kendi görüşleri ve anlayışı ile çatışabilir.
- Eğitim Yaklaşımları: Yeni nesil, eğitim ve öğrenme yaklaşımlarına dair farklı görüşlere sahip olabilir. Örneğin, geleneksel sınıf ortamı yerine online öğrenmeyi veya ev okulu seçeneğini tercih edebilirler. Bu, ebeveynlerin kendi eğitim deneyimleri ve beklentileri ile çatışabilir.
- Sağlık ve Beslenme Alışkanlıkları: Yeni nesil, beslenme alışkanlıkları konusunda genellikle daha bilinçli olabilir, örneğin veganlık veya bitkisel beslenme gibi. Bu, ebeveynlerin geleneksel yemek alışkanlıkları ve anlayışı ile çatışabilir.
- Çevre Bilinci: Gençler genellikle çevre sorunları konusunda daha bilinçli olabilir ve bu konuda eyleme geçme eğiliminde olabilirler. Bu durum, ebeveynlerin daha geleneksel tüketim alışkanlıklarıyla çatışabilir.
- Aile Değerleri ve Normları: Yeni nesil, aile değerlerine ve normlarına daha eleştirel bir yaklaşım sergileyebilir. Bu, ebeveynlerin bu değerleri ve normları koruma eğilimleriyle çatışabilir.
Peki Ne Yapmalı?..
Geleneklerin tamamen terk edilmesi ya da sıkı sıkıya bağlanılması yerine, uyum sağlama ve adapte olma yaklaşımı genellikle daha yapıcı olabilir. Gelenekler, bir topluluğun veya ailenin tarihini, değerlerini ve kimliğini temsil eder, bu yüzden tamamen reddetmek, önemli bir mirası silmek gibi olabilir. Öte yandan, geleneklere körü körüne bağlı kalmak, toplumun ve bireylerin değişim ve gelişimini engelleyebilir.
Bunun yerine, geleneklerin neden var olduğunu anlamak ve bu geleneklerin modern dünyada nasıl bir yer bulabileceğini düşünmek daha sağlıklı olabilir. Eğer bir gelenek bireyler için zararlı, ayrımcı veya kısıtlayıcı ise, bu geleneklerin değiştirilmesi veya yeniden şekillendirilmesi gerekebilir.
Yeni nesil, gelenekleri sorgulamalı ve gerektiğinde yeniden yorumlamalıdır. Ebeveynler ise, çocuklarının bu süreçteki düşünce ve hislerini anlamaya çalışmalı ve desteklemelidir. Ancak, her iki tarafın da birbirinin değerlerine ve görüşlerine saygı göstermesi önemlidir.
Bu süreçte, her iki tarafın da kendi bakış açılarını genişletmesi, birbirlerine saygı göstermesi ve öğrenme fırsatlarına açık olması gerekir. Böylece, gelenekler ve yenilikler, kuşaklar arasında bir çatışma kaynağı olmak yerine, ortak bir anlayış ve saygıya dayalı bir köprü oluşturabilir. Ebeveynler ve yeni nesil arasındaki çatışma, büyüme ve değişim fırsatlarını da beraberinde getirebilir.