İsrail devleti durmuyor!
Görünen o ki durmayacak da!..
İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalar 11. gününde devam ederken, İsrail güçleri, Gazze’de bir hastaneyi hedef aldı.
Evet yanlış okumadınız, bir hastane.
Kavgada yumruk, savaşta kurşun sayılmaz.
Ortada bir savaş varsa ölümler elbet olacak.
Savaşın meşruluğu, savunma hakkı, orantısız güç, savaş kavramanın anlamsızlığı, insanlık, şeref, onur, haysiyet, ölüm, ölmek, öldürmek gibi konulara girmeyeceğim.
Maalesef ortada bir savaş var, yıkım kaçınılmaz.
Ama bir hastaneyi hedef alıp orayı yerle bir etmek!..
Masum insanları bir anda katletmek!..
İşte bu açıklanamaz, anlaşılamaz.
Şimdi burada “Kahrolsun İsrail!” naraları atmayacağım.
Buna gerek yok.
Bu bir kabullenmişlik, hissizlik falan da değil.
Tam tersine içim kan ağlıyor!
Zaten bariz ve tartışılmaz bir kalleşlik var ortada.
İlahi bir adalete inanan biri olarak da elbet bir gün her şeyin hassas bir terazide tartılacağını biliyorum.
Benim asıl anlayamadığım şu:
Bu noktaya nasıl geldik? Bu süreç nasıl işledi?
Biz mağralarda varlığımızın bile farkında olmayan, ateşi arayan, aciz hayvanlardık.
Tek derdimiz bir aslana yem olmamaktı.
Sonra hayat bizi evriltti ve aletler yapmaya, düşünmeye başladık.
Düşünen hayvanlar olduk.
Peki düşündüğümüz şey ne tam olarak?!
Paylaşamadığımız şey ne?!
Bize bu dünyada tam olarak yetmeyen ne?!
Ortalamalara bakarsak her birimiz en fazla 80 yıl kadar yaşayıp sonrasında öleceğiz.
Yeryüzüne kök salmadık, kazık çakmadık.
Hepimiz yaşayan birer fosiliz aslında.
Nedir bu medeniyet (?), krallık, hükmetme sevdamız?!
Belli ki köpekler, filler, timsahlar, ağaçlar, maymunlar bize tehdit değil; rakibimiz değil.
Kimden ve neyden korkuyoruz?!
NEDİR BU LANET OLASI KAPANMAYAN HESAP?!