Bardaktan Hayat Dersleri

Dilerseniz bu yazıyı okumak yerine dinleyebilirsiniz.

Bilenler bardak sevgimi bilir. Hatta bazıları beni evde “Bardak Adamı” olarak anar. Üçüncü şahısların gözünde bu, sanırım insanın kedilere veya bitkilere olan düşkünlüğü gibi görülebilir. Ama hadi bitkilerle konuşuyorsun, kediyle oyun oynuyorsun, peki ya bir bardakla ne yapabilirsin ki?

Bardağımı alıp oturduğumda, o sadece bir içecek kabı değil, bir maceranın kapılarıdır benim için. Cam bardaklarla başlamıştım bu maceraya. İlk bardağımın adı “Şeffaf Sezai”ydi. Şeffaflığın kitabını yazan bir bardak… Görmüş geçirmiş, içine ne dökülürse onu kabullenmiş, hiçbir sırrı olmayan bir bardak. Sezai ile başlayan serüven, renkli, desenli, farklı formlarda devam etti.

Ve tabiki de Aysen Teyzem 🙂 Muhtemelen bu bardak sevgisi genimi, büyük teyzem Porselen Aysen’den aldım. Aynı koleksiyonerlik sevgisini paylaşıyoruz bu fani dünyada. O benden hep bir adım önde olsa da, ondan çaldığım bardaklarla arayı kapatmayı her zaman başardım. Ondan ilk çaldığım, pardon aldığım bardağımı, “Organize Martı”yı asla unutamam. Uç martı, yüreğinin götürdüğü yerlere uç…

Su bardakları, klasik ince belli, uçuk kaçık kupalar, battal boy bira bardakları, retro tasarımlar… Her şeyi toplar oldum. Hiç bir bardağı ayırt etmeden hepsini olduğu gibi kabulleniyordum. Rengine, tipine, şekline vs.. bakmadan her bardak koleksiyona dahil olabiliyordu. Tabiki de özgün, dahiyane tasarımların yeri bir farklı oluyordu (mesela “Rasta Refik” gibi…) ama temelde “yaratılanı” özünde seviyordum.

Bardağın felsefesine dair uzun uzun düşündüğüm de oldu. Neticede, içini dolduran sıvı ne olursa olsun, dış formuyla o sıvıya bir karakter katıyor. Mesela, şarap bardağıyla içilen asitli maden suyu bile asil bir hava kazanıyordu. Ya da her içine konulan sıvı, bardağın şekline uyum sağlayabiliyordu 😉 Bu konuda “Tapir Casper” eşsizdi 🙂

Bardakların Bana Öğrettikleri

1) Şeffaf Olmak: Bardakların çoğu, içinde ne olduğunu rahatça gösterir. Bu, bize gerçek duygularımızı ve düşüncelerimizi saklamamanın önemini hatırlatır. Tıpkı bir bardağın içeriğini gizlememesi gibi, bizim de niyetlerimizde ve ilişkilerimizde dürüst ve şeffaf olmamız gerekir. Bu sayede, çevremizdeki insanlarla daha sağlıklı ve güvenilir ilişkiler kurabiliriz.

2) Yüreğinin Götürdüğü Yere Gitmek: “Rasta Refik” gibi, bardaklar bazen özgün, dahiyane tasarımlara sahip olabilir ve bizi hayal gücümüzün ötesine taşıyabilir. Tıpkı bardağın içindeki sıvının serbestçe akması gibi, hayatta da içgüdülerimize ve kalbimize güvenerek hareket etmeliyiz. Yüreğimizin bize neler söylediğini dinlemek, gerçek mutluluğa ve başarıya giden yolda bize rehberlik edebilir.

3) Herkesi Olduğu Gibi Kabul Etmek: Bardak koleksiyonunda, her şekil ve tasarımdan bardağın bir arada var olması, farklılıkların güzelliğini ve zenginliğini yansıtır. Tıpkı farklı bardakların bir arada harmoni içinde durması gibi, insanlar arasındaki farklılıkları da kabullenmeli ve değer vermeliyiz. Bu, bize empati kurmanın ve çeşitliliğin kıymetini hatırlatır.

4) Uyum Sağlamak: Bardaklar, içine konulan sıvıya göre şekil alabilir veya sıvının kendi formunu muhafaza etmesini sağlar. Bu da bize hayatta karşılaştığımız zorluklara ve değişikliklere adaptasyonun önemini gösterir. Uyum sağlamak, esnek olmak ve yeni durumlara hızla adapte olabilmek, hayatın getirdiği sürprizlere ve zorluklara karşı daha dayanıklı olmamıza yardımcı olur.

Şaka ya da gerçek…
Komik ya da ciddi…
Bir bardağı nesne olarak değil de, bir metafor olarak alırsak daha da fazla anlam çıkarabilir miyiz?.. Mesela:

5) Dayanıklılık ve Direnç: Bir bardak, sıcak ya da soğuk, ne olursa olsun içindekini tutabilme gücüne sahiptir. Hayatta da karşımıza çıkan zorluklarda ayakta durabilmek ve dayanıklı olmak gerektiğini hatırlatır.

6) Dengede Kalmak: Bardaklar, yere düşmemek için dengede kalmayı başarır. Hayatta da dengede kalmak, zihinsel ve duygusal olarak sağlıklı olabilmek için önemlidir.

7) Boş ya da Dolu Olmak: Bardağın yarı dolu mu yoksa yarı boş mu olduğunu soran klasik soru, perspektifin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Hayatta da olaylara nasıl baktığımız, nasıl tepki verdiğimizdir.

8) Tazelenmek: Bir bardak, içindeki sıvı bitince yeniden doldurulabilir. Bu, hayatta da enerjimizi tazelememiz ve kendimize zaman ayırmamız gerektiğini hatırlatır.

9) Çeşitlilik ve Bütünlük: Farklı şekil, renk ve desenlere sahip bardaklar, farklılıkların bir arada uyum içinde var olabileceğini gösterir. Her bireyin kendine has özellikleriyle bir bütünün parçası olduğunu unutmamalıyız.

10) Değer Bilmek: Bir bardak kırıldığında, onun değerini daha iyi anlarız. Hayatta da değer verdiğimiz şeyleri kaybetmeden kıymetini bilmeli, onları korumalıyız.

Bir bardak (ki burada bardağı bir metafor olarak düşünmek daha rahatlatıcı olabilir) sadece içecek taşıyan bir kap değil, hayatın karmaşıklığına dair birçok derse de sahip olabilir. Ve bu dersler, her gün karşımıza çıkan basit bir nesnenin bile, ne kadar derin anlamlar taşıyabileceğini gösteriyor. Belki de hayatın en değerli dersleri, en basit şeylerde gizlidir.

Not: Bu arada bardakları gerçekten çok severim 😉

Bir Cevap Yazın