1970’li yıllar… Hollanda’da bir çığlık: ‘‘Çocuk Cinayetlerini Durdurun!’’ ve bu slogan bir halk hareketine dönüşüyor. Ardından gelen petrol krizinin de pekiştirmesiyle kampanya örnek gösterilen bir ulaşım kültürünü beraberinde getiriyor.
Günümüz kentlerinde ulaşım zincirinde sıkıntı yaşamayanımız yoktur sanırım. Kentlerin geniş alanlara yayılma eğilimi, motorlu taşıtlara duyulan gereksinimin arttığı olgusuna yol açmaktadır. İşte tam da bu noktada otomobillerin devreye girmesiyle, mevcut yol yüzeyleri, kent içi ulaşımlarda yetersiz kalmakta, trafik sıkışıklığı artmakta, yüksek trafik sıkışıklığı beraberinde getirdiği hava ve gürültü kirliliği ile insan sağlığını tehdit etmektedir. Teknolojinin baş döndürücü gelişimi, daha geniş ve yeni asfalt yüzeyleri işaret ederek kent içi estetik ve insan sağlığı kavramlarının göz ardı edilmesine sebep olmaktadır.
Peki daha az asfalt yüzeyli, daha sağlıklı, daha estetik, daha ucuz bir spor ve ulaşım aracı olan, çocukluğumuzda merak duyduğumuz, şimdilerde çocuklarımıza, torunlarımıza karne hediyesi olmaktan öteye gidemeyen ‘Bisiklet’, kent içi ulaşım sorununun çözümünde kurtarıcı olabilir mi?
Kent içi ulaşımda bisiklet kullanımının en yaygın olduğu ülkelerden biri şüphesiz Hollanda’dır. ‘Bisikletçilerin Ülkesi’ olarak tanımlayabileceğimiz Hollanda 1960’lı yıllarda otomobil çılgınlığı ile tanışmış ülkeler arasında yer alıyordu. Bu dönem içerisinde, bisiklet kullanımı kültürünün bir parçası olan Hollanda’da, bisikletliler için ayrı bir yol olmayışı ve otomobillerin tüm yolları işgal ediyor olması bisiklet kullanıcılarını kaldırımlara yöneltiyor. 1970’li yılların başında artan trafik sıkışıklığı ve özellikle çocuk ölümleriyle sonuçlanan trafik kazalarının artması ile ‘Stop de Kindermord/Çocuk Cinayetlerini Durdurun’ adlı (Çocuğunu trafik kazasında kaybeden bir gazetecinin haber başlığı) sosyal hareket başlatılıyor. İkinci darbe petrol kriziyle gelince, Hollanda hükümeti ulaşım politikalarını değiştirip, gelişmiş bisiklet alt yapısına yatırım yapmaya karar veriyor. Sonuç; bisiklet zaferi kazanılıyor ve günümüzde en yaygın bisiklet kullanan ülke dendiğinde akla ilk Hollanda geliyor.
BİSİKLET SAYISI İNSAN SAYISINDAN FAZLA
‘Tamam da bu sistem nasıl işliyor?’ dediğiniz noktada gözlerimiz, bisikletle yapılan yolculuk oranının otomobil ile yapılan yolculuk oranını geçtiği ilk Batılı endüstri şehri ve Dünya’nın en iyi bisiklet şehri seçilen Amsterdam’a çevriliyor. Amsterdam’da bisiklet sahibi olmayan birine rastlamanız pek de mümkün değil. Hatta şehirdeki bisiklet nüfusu insan nüfusundan daha fazla. Ve 2013 verilerine göre şehir içi yolculukların yüzde 22’si otomobille, yüzde 32’si bisikletle yapılıyor. Gencinden yaşlısına herkes yaz kış demeden bisikletle seyahat ediyor. Anneler için bisikletlere özel bebek koltukları, alışveriş veya yük taşımak için özel yük bisikletleri, yağmurlu günlerde yağmurluk geçirme sistemi gibi bisikletlerde her türlü detay düşünülmüş durumda. 70-80 yaşındaki dede ve ninelerin bisikletle gezdiklerini görebileceğiniz gibi, acaba yürüyebiliyor mu diye düşünmenize fırsat vermeyen profesyonel bebek sürücüleri Amsterdam sokaklarında görmeniz çok olağan.
BİSİKLET KULLANIMI OTOMOBİL KULLANIMINDAN FAZLA
Bisikletin vazgeçilmez olduğu bir şehirde, diğer araçlarla ile uyumlu bir ulaşım zincirinin sağlanması adına önce planlama ardından da kurallar devreye giriyor. Planlamada genel sıralama şu şekilde; en dışta yaya kaldırımı, yanında bisiklet yolu ve en içte motorlu taşıt yolu. Bisiklet yolları beyaz çizgiler ve bisiklet sembolleri ile yaya yolu ve motor taşıt yollarından ayrılmış durumda, kısacası rahatça ayırt edilebilir olarak planlanmış. Bisiklet kullananlara özel trafik ışıkları yerleştirilmiş. Bisikletlilerin yaya yollarında ilerlemeleri yasak. Nasıl ki bizde araç yolu üzerinde yürümeye kalktığınızda sürücüler ile sorun yaşamanız muhtemel ise, Amsterdam’da da aynı sorunlar ile yaya olarak bisiklet yoluna adım attığınızda karşılaşırsınız. Bizdeki acemi sürücülere tepki, oradaki acemi bisikletçilere verilen tepkiye eş değerde. O yüzden not olarak belirtmek isterim ki, iyi bir bisiklet sürücüsü değilseniz Amsterdam’da güzel başlayan bisiklet turunuz, stresli maratona dönüşebilir. Bisiklet kullanımının akıl sınırlarını zorlayacak şekilde yoğun olduğu bir şehirde tramvay dışında tüm önceliklerin bisikletlilerden yana olması pek de şaşırtıcı olmaz sanırım.
Turist olarak Amsterdam’a gittiğinizde bisikletten mahrum kalacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Şehirde fazlasıyla bisiklet kiralama şirketi ile karşılaşmanız mümkün. Bisiklet çeşitleri de oldukça fazla. Fiyatlar bisiklet çeşidine, kiralayacağınız zaman dilimine, sigortasına göre değişiklik gösteriyor. Günlük ortalama 10 Euro’luk kiralama ücreti, tercih edeceğiniz bisiklete göre 45 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Hırsızlık oranlarının yoğun olduğunu söylemiştik, o yüzden mutlaka bisiklet sigortası yaptırmanız gerekiyor.
Metro ve tramvay ulaşımının da yaygın olduğu Amsterdam şehrinde, yoğun ulaşım saatleri dışında ekstra bir ücret ödeyerek metro ve 26 numaralı tramvay hattında bisikletleri yanınıza almanız mümkün. Bisikletlerin alınabileceği vagonlar, kapılarda bulunan bisiklet şekli ile diğer vagonlardan kolaylıkla ayırt edilebiliyor. (Pazartesi ile Cuma günleri arasında 7:00 – 9:00 ve 16:00-18:30 yoğun yaya ulaşımının olduğu saatler)
Sonuç olarak Hollanda’nın arazi bakımından düz olması bisiklet kullanımı için büyük avantaj… Ülkemiz açısından düşünüldüğünde özellikle bazı bölgeler için “neden olmasın? ” diye insan içinden geçiriyor.
RAKAMLARIN DİLİ
- Amsterdam’da 2013 verilerine göre bisiklet kullanımı oldukça dikkat çekici.
- Şehir içi yolculukların %22’si otomobille, %32’si ise bisikletle yapılıyor.
- Amsterdam’daki bisiklet sayısı, insan nüfusundan daha fazla. Nedeni de turistler için de ulaşım kolaylığı olması.
- Bisikletleri kiralama ücretleri 10-45€ arasında değişim gösteriyor
Bisiklet için kural olur mu demeyin, var.
BİSİKLET KULLANICILARI;
– Bisikletlerin yaya yoluna girmesi yasak.
– Bisikletliler trafik ışıklarına uyacak.
– Dönüş yapılacağı takdirde mutlaka elleriyle işaret yaparak yön göstermeli.
– Yavaş bisiklet kullananlar sağdan hızlı kullanıcılar ise soldan ilerliyor.
– Bisikletler parklara bırakılmalı. Hırsızlıklara karşı kilit ve zincir şart.
OTOMOBİL KULLANICILARI;
– Otomobiller önünde bir bisiklet bulunduğu takdirde, uygun şartlar sağlayana kadar sollama yapamaz.
– Karşıdan bir bisikletli geldiği takdirde, otomobil ona en geniş yolu bırakmalı.
– Dönüşlerde bisiklet ve yayalar öncelikli.
– Bisiklet sürücülerinin manuel dönüş sinyallerine dikkat edilmesi gerekiyor.
YAYALAR;
– Bisiklet yollarında yürümeyin.
– Bisikletlerin size yol vermesini beklemeyin, üstünlük onlarda unutmayın.
– Karşıya geçerken motorlu araç trafik ışıklarına dikkat ederken, bisiklet trafik ışıklarını da dikkate alın.
AVANTAJLARI
- Yakıt parası yok. İnsan gücüyle çalışıyor.
- Hava kirliliği yaratmıyor.
- Spor salonu yerine doğal spor.
- Park avantajı. Bir arabalık yere yaklaşık 16 bisikletin sığması.
- Çevreyi ‘bisikletbakışı’ ile görme.