Evrensel bir dil, psikolojik ve fizyolojik gelişime etki… Müziğin klasik anlamda ‘Mozart Etkisi’, bilimsel çalışmalara konu olmuş IQ skorlarını yükselttiği yorumları bile yapılmıştır. Müzik, bilimsel veriler, Mozart ve bir öğretmenin unutulmaz dersidir…
Dinlediğiniz müziğin ritmine kapılıp gittiğiniz zamanlar olmuştur. Hatta belki de tekrar tekrar yüzlerce kez başa alıp dinlediğiniz zamanlar da… Müzik, ‘insana sesler aracılığıyla kendini ifade etme olanağı veren sanat’ tanımıyla da insanın müzik ile arasındaki bağın temelini açıklamış oluyor aslında. Müziğin, evrensel ve dünyadaki tek ortak dil olduğunu düşündüğümüzde, müziğin önemini daha da iyi kavrayabiliriz.
Aslı Yunanca olan müzik kelimesi “musica” sözcüğünden gelmekte. Birçok araştırmacıya göre Musica’nın etimolojisi muse-şifa dağıtan peri veya melek anlamına taşıyor. Türkçede ise müzik yerine musiki kelimesi de kullanılmakta. Eski Yunanlılara göre her türlü erdemin kökeni olan müzik, ruhun arındırılması ve eğitilmesinde önemli bir rol oynuyor. Tarih boyunca devam eden müzikoterapi çalışmaları günümüzde de tüm dünyada devam etmekte ve Türkiye’de de son yıllarda pek çok merkezde benzer çalışmalar yürütülmekte. Müziğin, insanlar üzerinde psikolojik bir etkisinin olduğu ise sürekli vurgulanmakta. Şarkı söylemek, ritimle hareket etmek, dinlemek ve çalgı çalmak bireyin müzikal oluşumları öğrenmesini sağlar ve bu etkinlikler, kişinin bedensel koordinasyon, zamanlama, hafıza, konsantrasyon ve dinleme becerilerini geliştirmeye yardımcı olur.
Tabii ki müzik de kendi içinde farklı türlere ayrılıyor ve yapılan araştırmalarda görülüyor ki klasik müzik, insan psikolojisi ve fizyolojisi üzerinde en olumlu etkileri yaratan tür olarak ilk sırada yer alıyor. Hatta ‘anne karnındayken, bebeklere klasik müzik dinletin’ tavsiyesini hepimiz duymuşuzdur.
27 Ocak 1756’da Avusturya’da dünyaya gelmiş, 3 yaşında piyano çalan, 4 yaşında beste yapan, 8 yaşında orkestra için yazılmış senfoniler besteleyen bir çocuk düşünün. İşte bu yüzden müziğin altın çocuğudur Wolfgang Amadeus Mozart. 35 yıllık ömrüne sığdırdığı 626 eser vardır… Ve bu eserlerden bazıları 1993’te yapılan bir araştırmada, 36 üniversite öğrencisinin, önce IQ testinin sağ beyin yeteneklerini ölçen sorularıyla test edilmiştir. Testten sonra öğrencilere Mozart’ın “Re Majör, K 448 iki Piyanoluk Sonat”ı 10 dakika boyunca dinlettirilmiştir. Daha sonra öğrenciler tekrar test edildiklerinde, IQ skorlarının önceki değerlere göre daha yükselmiş olduğu gözlenmiştir. ‘Mozart Etkisi’ olarak tarihe geçen bu araştırma birçok farklı araştırmayı da beraberinde getirmiştir. Kimi araştırmacılar tarafından doğru olmadığı iddia edilen Mozart Etkisi, kimi araştırmacılar tarafından da doğrulanmaktadır.
Peki yapılan araştırmalar sonucunda müziğin insan üzerindeki etkileri nelerdir?
- Müzik dinlerken, beyne giden kan ve oksijen miktarında artış olduğu için, uyarıcı ve harekete geçirici etkisi var.
- Kalp atışlarını ve metabolizmayı doğrudan etkiler. İdmanlarda tempolu ve ağır müziğin etkileri farklı sonuçlar doğurmuştur.
- Müzik ilham verir, duyguları harekete geçirir ve yaratıcılığı artırır.
- Müzik matematikseldir, karmaşık fikirlerin kolay çözülmesini sağlar.
- Etkili öğrenmenin temel unsuru olan beynin, sağ ve sol yarım kürelerinin denge içinde çalışmasını sağlar.
- Belirli müzik türleri, huzur veren endorfin hormonunun salgılanmasını ve sakinliği arttırır.
- Kas gerilimini azaltır, beden hareketlerini ve koordinasyonu geliştirir.
- Beynin, fiziksel dünyayı algılama, zihinde canlandırma ve nesneler arasındaki farklılıkları ayırt edebilme yeteneğini geliştirir.
- Müzik stresi azaltır, rahatlatır.
Kısacası müzik ruhun keyif damarıdır…